Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | askıda kalmak | be pending v. | ||
Tom's case is pending. Tom'un davası askıda kalıyor. More Sentences |
||||
General | askıda kalmak | pend v. | ||
Idioms | ||||
Idioms | askıda kalmak | hang fire v. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | (bir şeyle diğeri/iki şey) arasındaki karar havada/askıda kalmak | hover between (something) and (something else) v. |
Phrasals | (bir şeyle diğeri/iki şey) arasındaki karar havada/askıda kalmak | hover between something (and something else) v. |
Idioms | ||
Idioms | askıda olmak/kalmak | be left hanging (in the air) v. |
Idioms | askıda olmak/kalmak | be left hanging (in midair) v. |